savuşturmak

savuşturmak
أبعد

Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • savuşturmak — i Geçiştirmek, atlatmak Büyük bir felaketten henüz çıkmış bu adamda küçük bir sokak kavgası veya hafif bir araba kazasını savuşturmuş da şimdi üstünü başını düzeltmeye koyulmuş bir kimse hâli vardı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • defetmek — nsz, der, Ar. defˁ + T. etmek 1) Kovmak Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim. A. Gündüz 2) i Savmak, savuşturmak Tedhiş kasırgasını üzerlerinden defetmek için hiçbir gösterişi esirgemediler. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • savmak — i, den, ar 1) İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak Böylece Arif Ağayı başımızdan savar ve sizinle bir mehtap gezintisi yaparız. R. N. Güntekin 2) i Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek Kendini unutturmak ve bu ziyareti… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • savuşturma — is. Savuşturmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tehlike atlatmak — büyük zarar ve sıkıntılara yol açacak bir olayı savuşturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”